Katıldığım nikah çocukluk arkadaşımın oğlunundu...Bu vesileyle uzun zamandır görüşemediğim arkadaşlarımla hele hele Antalya'dan gelen Nurgül ile buluşmak ballı lokma tatlısı gibi oldu
Nurgül benim hem bando takımından hem basketbol takımından arkadaşım...birlikte ilk sigaramı içtiğim,birlikte şarkılardan fal tuttuğum, her sabah okula birlikte gittiğim arkadaşım...Şimdi torunu bile var... Ama benim için Nurgül, sahilde bizi dalgalar ıslata ıslata okul yolunda yürüdüğüm, sabah uyurken gelip beni burnumu sıkarak uyandıran Nurgül..
Haydi şimdi de kitabıma gelsin sıra...daha önceki yazımda da dözünü ettiğim "Sovyet Mutfak Sanatı"ni okuyorum...En sadik okuyucum Serpil önermişti...okuması son derece zor ama çok ilginç bir kitap...Sovyetlerde yayınlanan "lezzetli ve pratik yemekler" kitabının iktidar değiştikçe içeriğinin değişmesinin anlatıldığı bölümler aslında ülkenin sosyo ekonomik yapısını ve siyasal yapısını da anlatıyor... Mesela bir basımda içinde olan Yahudi yemekleri çıkarılıp yerine Ermeni yemekleri konulması gibi...
Bu hafta sonunu kesinlikle kendime ayırdım hatta kahvaltılarımı bile kimsenin kalkmasını beklemeden kendi istediğim gibi hazırlayıp tek başıma tv karşısında yaptım..Şu program çok ilginçti. Baba ve oğul kasaba kasaba dolaşıp yemek yapıyorlar...ve oradaki insanlara yaptıkları yemekleri yedirip, kendi aralarında kıyasıya yarışıyorlar...
Arada benim gibi yapmayı denemenizi tavsiye ederim...hiç bir koşuşturma olmadan sakince sadece kendin için yaptığın bir şeyin keyfine varmak da insan ruhu için çok faydalı...Aİlece yapılan, uzun uzun oturulan kahvaltı masalarına bayılırım çokça da yaparım ama böylesi de muhteşem inanın...böylece herkes istediği saatte kalktı, kendi kafasına göre istediği yerde yaptı kahvaltısını...Bazen akşam yemekleri için de böyle uygulamalar yaparım... Mutfak masasına yaprığım yemekleri koyarım aynen açık büfe gibi, herkes istediği kadar tabağına alır ya salona gelir tv karşısına, ya bilgisayarının başına geçer ya da tabak elinde sohbet ede ede yemek yer... Her şeyi kurallara bağlamanın bi alemi yok...arada benin yolumdan gelin. :)
Bugün sabah yine kalktım bi hafif evi toparladım, yemeğimiz vardı o yüzden yine kitabımı okudum... Ver Fırına yarışmasını izledim...
Bugün Berat Kandili hepimizin dualarının kabul olduğu, aklımızı başımıza aldığımız, önümüze çıkan fırsatları değerlendirdiğimiz günlerin başlangıcı olsun...
Sevgili Lale Hanimcigim,
YanıtlaSilBen sessizlerden Huriye, bir kac defa ses vermistim:) Yazilarinizin hepsi birbirinden güzel.
Bu arada siz de çok güzelsiniz, ışık saçıyorsunuz.
Blog yazilarinizi kitaplastirsaniz ne guzel olur.
Sizi uzaktan seven hayraniniz, sesizlerden Huriye
Almanya dan çooookkk sevgiler,selamlar
Sevgili Huriye
SilNe güzel şeyler söylemişsin...evdeki herkese okudum valla. :)
Yazıları kitaplaştırma konusunu çok okuyuycum söylüyor ama hangi yayınevi ilgi duyar ya da blog okuyucularım dışında kim okur benim kişisel günlüğümü...bir de güncel yazdığım için bir süre sonra yazı eskiyor zaten...Ama anı olarak bir kaç kitap bastırsam ve arzu edenlere heciye etsem ne hüzrl olur...sonuçda ben bile merak ediyorum acaba daha ne kadar süreyle yazarım diye...
Almanya'ya selamlar sevgilet İstsnbul'dan
Yaaa Lale cim bi heves kitabı siparis verdim okuması neden zor?
YanıtlaSilÖzlemcim evet okunması zor nir kitap e Sovyet tarihi de kolay bir şey değil...Ama okumuş olmaktan sevinç duyacağın bir kitap olacak...en azından yatıp şezlonguna okuyacağın bir kitap değil diyeyim anla ...ama ben sevetim bu demir leblebileti...
SilKandilin mübarek olsun. Daha benim için oralara çok var gibi. Sabah oluyor akşam oluyor sağ ayağımın içi çok ağrıyor. Atalete sorsam yorma kendini bu kadar diyecek ve haklı da. Üstelik parmak arası terlik de giymiyorum ortopedik pabucum var ayağımda. Ayh kendimden şiştim şu günlerde haziranın 12 sinde azcık rahatlayacağım inşallah
YanıtlaSilÇiğdemcim kolay mıydı yaptığın işler ama sonunda birlikte olmanın keyfi var...işte ona değer...çook öptüm
SilGeçmiş olsun. Arada bir mola gerekiyor. Biz veremeyince bedenimiz verdiriyor zorla.
YanıtlaSilMihribancım mola değil resmen set çekiyor önüme...
SilHayatina ne guzel bakmis ne guzel gormussun Lale abla ne guzel biriktirmisin anilarini...paylasimlarini okumaya bayiliyorumm....Mine
YanıtlaSilSevgili Mine
SilBen sanırım mutlu anılar toplayıcısıyım... Kötü anıları hemen siliyor beynim...sanırım bu da hayata karşı bir savunma mekanizması...
Sevgilet sana
En sıkıldığım anlarda yaptığım şeylerden biri de sizin yazılarınızı okumak.Ne güzel belirtmişsiniz mutlu anılar toplayıcısıyım ben diye,keşke her evde sizin gibi bir lale bulunsaydı,insana dinginlik veren.Fahriye 59
YanıtlaSilSevgili Fahriye
SilÇok teşekkür ederim. Sanırım mutluluğu kovalamaktan vaz geçmekle başlıyor her şey... Kovaladıkça kaçan bir şey çünkü :)
Çocuklarım beni hep güzel hatırlasın istiyorum sadece... Onların eve gelmesine yakın kıyafetimi bile değiştirir evde küçük değişiklikler yaparım...örneğin bir çerçevedeki fotoğraflarını değiştirmek gibi... Çok kolay aslında mutlu anılar biriktirmek...
Çok sevgiler
Loksandra kitabından ilk söz ettiğinde yazmıştın ya, "Mutluluk mu? Hiç aramam, gelip o beni bulur nasıl olsa.."
YanıtlaSilÇok hoşuma gitmişti, kitabı da hemen o gün almıştım.
Çok geçmiş olsun Lâlecim.
Serpilcim ne güzel bir kadındı Loksandra yav... Yepisyeni kitaplarda buluşalım inşallahhh.
YanıtlaSilcanım lalem,
YanıtlaSilkendinle olmak çocuklar büyüyünce mümkün
haklısın
insan ihtiyaç duyuyor
keyifle ve huzurla olsun her günün
öpüyorum seni
Fatmacım.evet çok haklısın... Ben de bir kaç yıldır kendime bu kadar vakit ayırabiliyorum...
Silben de seni çook öptüm