Nasıl yorgunum anlatamam sana canımın taaa içi okuyucu... Günlerdir haldur huldur gezerken ev de almış başını gitmiş meğer... Onu kendine getirdim bugün...
Önce sabah sanki hiç işim yokmuş gibi davrandım. Aheste aheste yeşil çayımı demledim,blogdur, maildir, facedir, twitterdir,maildir gezindim. Sonra gerçek bir kahvaltı hazırladım kendime, çayımı demledim, kayısı yumurtamı haşladım o kadar yani... Kahvaltımı ederken filmimi izledim. Hatta iki tane motif ördüm :)Hugh Grant'ın bir filmiydi... Duyguluydu, komikti, romantikti e Hugh efendi de yakışıklıydı daha ne olsun :)
İşte bunları yapıp bitirdiğimde saat de 10 olmuştu... Burdan sonrası tufan dedim.Bir hışım kalktım. Önce kıyı köşe, dip köşe temizlik, ara ara makineye çamaşır atma,asma ve kuruyanı katlama... Sonra akşam yemeği için karnı yarık ve domatesli makarna yapma, bir kahve bir çay molası ve şu anda saat tam 18.18.. Yeni oturdum.Artık ölem ben o vaziyetteyim...
Neyseki dün nasıl da kayifli bir gündü... Ataletim canım benim ile Ecem benim Ecem benimin evine konuk olduk... Bize kendi elleriyle yaptığı tarhana çorbasından pişirdi, şapşahane midye börek yapmıştı... Ataletim ise bir elmalı kek yapmıştı ki neredeyse hepsini bitirecektim...
Sonra yayıldık kanepelere elişi yaptık, sohbet ettik. Ecem bana motif yapmayı öğretti ve ben de battaniye örmeye başladım.
Yeni hobim babaanne motifleriyle battaniye örmek... Yeni hobim ve yeni kitabım aşağıda görülmekte :)
Ha çamaşır katlarken de şu İran filmini yarısına kadar izledim. Anlayın artık ne kadar çok çamaşır olduğunu...Ah zavallı ben :)
Samira Makhmalbaf (Mohsen Makhmalbaf‘ın kızı)
bu ilk filmi henüz 18 yaşında iken çekmiş; İngiliz Film Eleştirmenleri
Ödülü, Buenos Aries Uluslararası Film Festivali’nde iki ödül, Locarno
Uluslararası Film Festivali FIPRESCI Ödülü, Münih Film Festivali Özel
Ödülü, Thessaloniki Film Festivali Özel Ödülü’nü kazanmıştır
Anneleri kör olduğu için hiç evden dışarı çıkarılmayan ikiz kız çocukların, komşuların ihbarıyla sosyal hizmetler tarafından evden alınması ama sonra anne babanın banyo yaptıracakları ve daha iyi bakacaklarına söz vermesi üzerine anne babaya geri verilmesine kadar geldim.Sanırım ancak yarın devam edebilirim. Film belgesel havasında...
İşle keyfi senin kadar güzel harmanlayan birini tanımıyorum.
YanıtlaSilHep böyle kal Lale' cim. Sevgiler :)
senin içindeki Lale'nin yarısı kadar bende de olsa ne güzel olur :)
YanıtlaSilçok bayılmadığım ev işlerini senin gibi keyifle yapabilmeyi ne çok isterdim ama içimde öyle bir kadın yok. gezenti bir kadın yaşıyor bedenimde ve beni de kendine uyduruyor...
Ona kadar ne çok şey yapmışsın bayılıyorum sabah insanlarına
YanıtlaSilBen güne hep geç ve ağır ağır başlarım. Keyfin bol olsun:))
o battaniyelerden bizde var..keske ben de bilsem nasil yapildigini :)video cekip koysaniz bloga..biz de ogrenelim..hangi tig falan onlari da yazin..
YanıtlaSilbir de yumurta ile cay icilmez :) cay yumurtadaki butun demiri alir soker..sicak limonlu suyu deneyin..
bir doktor (but not necessarily a medical one:)
Ben de örgüye başlamak istiyorum ama böyle zor motif değil, kolay düz örgüden kalın kalın sıcacık şal battaniye gibi bir şey örmek istiyorum:=)
YanıtlaSilVe bu kadar işin arasında bir de blog yaziyorsun. Ellerine emeklerine sağlık :)
YanıtlaSilya cidden su battaniyenin motifini yakindan falan cekseniz.cok iyi olurdu.bende yapmak istiyorum ama motifi uzak cekimden cikaramiyorum
YanıtlaSila tam da biraz önce aklıma gelmiştiniz... Motif çok kolay...Mail adresinizi gönderin isterseniz bana... Hem fotoğraf göndereyim hem de detaylı tarif yapayım...
Sillaleninbahcesi@gmail.com