Bugün niyetim Üsküdar sahildeki denize bakan taraçalara yayılıp kitap okumak, çay ,kahve içmekti ama son anda birden üşendim. Evde kaldım. Hemen bir köfte yoğurdum dolaba attım,sonrasında akşama kadar yattım yuvarlandım. Tembellik desen bu kadar dibine kadar yaşanırdı,yoruldum desem inanın:))
Sabah kahvaltımı ederken kenardan kenardan da ''Kenar'ın Kitabı'' nı karıştırdım.Şenol Cantek' e ait bir derleme kitabı... Bu kez kenarda yaşayan Ankaralılar var.Seyyar satıcılar, Kenar mahalle çocukları, kapı önünde oturup örgü ören kadınlar var. Benim hemen ilgimi çeken seyyar satıcılar oldu. En çok da şu cümle içimi bir tuhaf yaptı.'' Seyyarlar için, seyyar satıcılık;yüzyüze kaldıkları yaşamsal zorluklar karşısında kendi hayatlarını kazanmak için ahlaksızlığa düşmeden yapabilecekleri son şey, çalabilecekleri son kapıdır'' . Artık bu cümleden sonra çok daha başka bakarım ben seyyar satıcılara... Fatih Sultan Mehmet'den beridir de siyasette kullanılmış bu meslek. Çünkü halkın bu kadar içinde bulunabilen başka bir meslek yok. Ankaralı seyyar satıcılarla yapılan birebir görüşmeler de kitap da yer alıyor. Sonra sokak çocukları, hatta balkon sohbetleri var... Sanırım bu kitap hemen öyle rafa kalkmayacak uzun süre alimin altında kalacak...
Kapak resmi ise çok tanıdık birine Leylak Dalı'na ait...
Şimdi ben gidiyorum ama gitmeden ''Bibliyomanyaklar/ Kitap Düşkünleri '' de ki Dünya Ağrısı/Ayfer Tunç hakkındaki yazımın altına yapacağınız yorumla kitap kazanma hakkına sahip olacağınızı hatırlatayım. TIK
Mimozlar ben de çok severim :)
YanıtlaSilBu üçüncü yorumum inşallah gelir Lale'cim :)
Seyyar satıcı ile ilgili yazdıklarını okuyunca aklıma muhteşem Züğürt Ağa geldi. Onun da son ekmek kapısıydı. Filmin son bölümünde seyyarlarla ilgili önemli sahneler vardı galiba.
YanıtlaSilCumartesi Üsküdar' daydık. Mimozayı orada gördüm ben de. Bahar geldi mi yoksa :)
Ankara'lı olduğum için kitap daha bir etkiledi beni, listeme ekledim, hiç bitmeyecek okunacaklar listeme :)
YanıtlaSil