Meralle saat bir gibi buluşup Kadıköy'ê gittik... Önce her zaman ki gibi Ferit Bey'in yerinde Türk kahvelerimizi içip sohbet ettik. Hava çok güzeldi. Nihayet bir bahar günü yaşadık... Sonra Gamsegamse aradı, dersten çıktım neredeyseniz oraya geleyim dedi....
Gamse gelince dergicidir , Kitapçıdır dolaştık...Eski film afişleri aldım...öğle yemeğimizi Çiya'da yedik... Herkes sevmez ama bizim için özel bir lezzet olan Mumbar dolması yedi,k en başta:))Bundan beş yıl önce yemiştim son kez , sevgili Rukiye , Adana'dan uçakla göndermişiti:)) O zamanda en son bi 15-20 yıl önce yemiştim zaten...Beni daha önce tanıyanlar bu hikayeyi biliyor ama bilmeyenler için burada...
Çiya'da genellikle yöresel yemekler bulunur. Mutlaka uğramanızı öneririm. Gurmelerin yaptığı en iyi ve en kaliteli lezzet durakları arasında; ilk sıraya girer her zaman... yalnız sakız ağacının filizlerinden mi,köklerinden mi yapılan bir salata vardı ,onu denemek isterdim , artık bir daha ki sefere dedim:)Çiya hakkında biraz daha bilgi derseniz burada
Çiya'dan sonra o dükkan senin bu dükkan senin girdik çıktık. Son keşfim olan bir dükkandan söz edeyim.. Maya Store... Çok tatlı bayanlar çalıştırıyor... Dükkandak bir çok şey kendi tasarımları... Oradan bir kaç resim çekmediğime çok pişman oldum... kendime; bu Küçük Prens okuyan baykuş , broşu aldım ve alır almaz da taktım... Meral de çok güzel ipek fularlar aldı. Yeri; Şifa Hastanesinin yukarısında Mantıcı Sayla^nın karşısı...
Bu günün benim için en önemli etkinliği Bilinmeyen Sinemalar Film Festivaliydi... Ta dünden kafama koymuştum zaten. Meral ile Gamse Koton'a girince ben de hemen Kadıköy-Moda Sinemasından davetiyelerimizi aldım... Bu festivalde oynayan filmleri iücretsiz izliyorsunuz... tek şart yarım saat önce orada olmak. Festival salı günü sona eriyor. Bizim izlediğimiz film;Himalaya-Bir Şefin Çocukluğu idi... Ben filmi çok beğendim.Tibet dilinde gösterildi , Türkçe ve ingilizce alt yazılıydı.. Kadıköy-Moda'nın da İstanbul'un en rahat film izlenen sinemalarından olduğunu hatırlatayım...
Himalaya – Bir Şefin Çocukluğu / Himalaya – L'Enfance d’un chef /
Nepal’in Doplo bölgesinde geçen cesaret, inanç ve dayanışma yüklü bir film, Himalaya - Bir Şefin Çocukluğu. Eric Valli’nin yönettiği yapım, hikâyesi kadar sağlam karakterleri ve muazzam doğa manzaralarıyla da dikkat çekiyor.
Yaşlı reis Tinlé'nin oğlu Lhakpa, kervanla çıktığı yolculukta hayatını kaybeder. Lhakpa’nın ölümü, tuz taşıyan yak sürülerinin yeni bir lidere ihtiyacı olduğu anlamına gelmektedir. İhtiyarlar meclisi yeni liderin Karma olmasını ister ama Tinlé, genç adamı oğlunun ölümünden sorumlu tuttuğu için buna karşı çıkar. Yeni bir kervanın yola koyulması için şamanlar tarihi belirlerken, Karma şamanlara kulak asmaz ve vaktinden önce yola çıkar. Tinlé ise şamanların belirlediği günde, yanında keşiş oğlu, yaşlı arkadaşları ve gelecekte şef olmasını umduğu torunuyla kendi kervanını hazırlar ve Karma’nın peşinden gider. Tinlé’yi sadece Karma’nın kervanı değil, yüksek dağlar, tipi ve yorgunluk da beklemektedir.
Nepal’in güzel ama inatçı doğa koşullarında geçen film, iyimser ve insancıl bir hikâye anlatıyor.
Ödüller :
2000 Oscar Ödülleri : En İyi Yabancı Film Adayı
2000 César Ödülleri, Fransa : En İyi Görüntü, En İyi Müzik
1999 Ghent Uluslararası Film Festivali: Seyirci Ödülü, Büyük Ödül, Özel Mansiyon
2000 Huelva Latin Amerikan Film Festivali: Vision Europa Ödülü
Filmden çıktığımızda saat altı buçuk olmuştu ama hava pırıl pırıldı ... yürüyerek balık pazarına indiğimizde gördük ki ;insanlar, akşam yemeği için her yeri doldurmuş. Yiyorlar içiyorlar. Aaa biz de acıkmışız dedik ... Meral ve Gamze midye dolma midye dolma dediler... Mercan'ın yolunu tuttuk tereasına kurulduk. gerisini anlayın gayri...
Cok cici yakismis kücük prens:)
YanıtlaSilMaşaallah, bir güne neler sığdırdın diyeceğim ama bir güne neler sığdırılabileceğini bizzat test edip onaylamış bulunuyorum. o filmi ben izledim sanırım, Antalya'da bir özel gösterimde.
YanıtlaSilHerşey çok güzel, murç salatası yemediğine üzüldüm, bir dahaki sefere kesin ye. Çiyanın ikinci katı var mıydı pardon? Çiya Kebap'a mı gittiniz?
bilmiiiişşş::)) Çiya artık işi büyüttü burası Çiya Kebabın karşısında üst kati ve terası var...Bi de güççük var sen omu biliyosun, daracık merdivenden çıkılır:)). Murç salatasıymışşş bilmiş demiyeyim de ne diyeyim sağa ben... Onu da sen geldiğinde yeriz...Filmi izlemişsindir 200 yılında çevrilmiş zati:))
YanıtlaSilÇok bilirim ben, annem benim gibilere "Otur yaşamış" derdi:) He he he...
YanıtlaSilSevgili Lale abla gene dolu dolu bir gün geçirmişsiniz süper.Arkadaşlığın yaşı yoktur diyenlerdenim.Benim için zihin uyuşması herşeyden önemlidir.Kızlarada selamlar kolaylıklar sevgilerimle
YanıtlaSilBaykuş'a bayıldım:)
YanıtlaSilKadıköy gezinize de:)
Sevgiler kocaman Lale'cim:))
Benim aklım mercanda kaldı.
YanıtlaSilAfiyetler olsun:)
YanıtlaSilNe keyifli bir gün, ah nasıl keyifle okudum yazınızı. bende hiç yemedim. annem çok sever. yapmayı bilmiyor. yapan iyi bir yerde bulamadık şimdiye kadar. Çiyaya uğramakta fayda var. sahaf gezmeyi çok severim. Özellikle aradığım şeyler müzayede kitapları.
YanıtlaSilÇok keyifli bir gün olduğu kesin. Canım Kadıköyüm neresi güzel değildir ki!
YanıtlaSilCiya'nın her iki dükkanıda müthiştir ve bizimde durağımızdır.
Bornş çok güzel güle güle kullan.
broşunu sevdiğim. ne tatlı şey o öyle. kitaplar ve filmler, bir an evvel içine dalmam lazım. bakalım yapabilecek miyim?
YanıtlaSilmumbar pek benlik bir iş değil, ama salatanın her türlüsüne varım:) broş ne kadar sevimli gazate mi okuyor ne minicik haliyle:)) iyi gunlerde kullan...sevgiler bizdenn
YanıtlaSilmumbar pek benlik bir iş değil, ama salatanın her türlüsüne varım:) broş ne kadar sevimli gazate mi okuyor ne minicik haliyle:)) iyi gunlerde kullan...sevgiler bizdenn
YanıtlaSil