Sabah yağmur sesine uyandım. Gece geç saatlere kitap okudum ve Serenad'ı bitirdim. Aldığım notlarla ilgili araştırmalarımı da yapıp, artık rafa kaldıracağım. Notlarım arasında, Schubert'in serenadını dinlemek, Paul Valery'nin Deniz Mezarlığı şiirini okumak , Genç Werter'in Acılarını yeniden hatırlamak, İlyas-ı Habır'ın kayınvalidemin uyarlamasıyla hatırlayıp kızlara yeniden anlatmak var. Çünkü benim evhamlılığımı bu hikaye ile anlatırdı. yani olmamış bir olaya olmuş gibi düşünüp üzülmek...
Deniz Mezarlığı - Paul Valery Şiirleri Deniz Mezarlığı
Üstünde güvercinler gezen şu rahat damın
Kalbi atar ardında birkaç mezarla çamın
Şaşmaz öğle zamanı ateşlerle yaratır
Denizi, denizi, hep yeni baştan denizi
Tanrıların sükunu çeker gözlerimizi
Bir düşünceden sonra, ah o ne mükafattır
İnce pırıltıların o ne saf hüneridir
Bir seçilmez köpükte nice elmas eritir
Nasıl bi sükun sanki peyda olur o demde
Ve güneş uçurumun üstüne gelir durur
Ebedi bir davanın saf marifeti budur
Zaman kıvılcım, hülya bilmek olur âlemde
Basit Minerva mabedi tükenmeyen hazine
Yığın halinde sükun, göz önünde define
Kaşlarını çatan su, bi alev perde altı
Kendine nice uyku saklayan göz, ey bana
Mukadder olan sükut... Ruhta yükselen bina
Fakat bin kiremidi yaldızlı dam, ey çatı.
Bir tek ahın içinde belli zaman mabedi
Etrafımda denize bakışlarımın bendi
Çıkarım o saf yere artık bütün bütüne
Ve bütün tanrılara son adağım olarak
Asude bir meneviş dağıtır kucak kucak
Şahane bir istihkar irtifalar üstüne
Nasıl ağızda yemiş zevk olup da erirse
O yokluğunu nasıl lezzete çevirirse
Varsın şekli mahvolsun, orda içime siner
Benliğimin ilerde duman olacak özü
Eriyen ruha söyler bir şarkıyla gökyüzü
Nasıl değişmededir ulu sahiller...
Çeviri: Sabri Esat Siyavuşgil
Schubert- Serenade
.
Hep derim ya , okuduğum kitap beni zorlamalı, düşündürmeli, araştırmaya sevk etmeli diye. İşte Serenad tam dişime göre bir kitaptı...
Yeni kitabım Selçuk Altun'un...Yalnızlık Gittiği Yoldan Gelir... Henüz bir kaç sayfa okudum. Sanıyorum ki bu kitap üzerinde de uzun uzun hasbıhaller edeceğiz.
Yağmurlu hava bana bir de güzel bir film izleme fırsatı verdi. Sabah yatağımda, dışarıda şakır şakır yağmnur yağarken izledim çok keyifli oldu. Filmi beğendim ve izlemenizi önereceğim. Özellikle Julienne Moor severlere...
Filmin adı:İki Kadın, Bir Erkek (The Kids Are All Right)
Lezbiyen bir çift olan Nic ve Jules, yapay döllenme ile çocuk sahibi olmuşlardır, hem de iki kere. Çocuklar ergenliğe girdiklerinde gerçek babaları ile tanışmak isterler. Paul adındaki donör onların babalarıdır ve çocuklar Paul’ü anneleri ile tanıştırmak ister. Paul’ün gelmesi aile düzenini değiştirecek ve yepyeni bir aile tanımının yapılmasına yol açacaktır.
Evveeet bu günlük bu kadar şimdi akşam yemeği hazırlama vakti. Günün mönüsü tam kışa yakısacak şekilde düzenlendi. Kuru fasulye, pilav , kelek turşusu ve portakallı kereviz. Bundan iyisi Şamda kaysı.
not: Dün yazdığım Emily Dickinson şiiri de Serenad'ın notları arasına koyulacak...
her okuyan çok güzel şeyler yazıyor Serenad ile ilgili :) ve bende kesin aldım listeye :) sevgiler ablacım...
YanıtlaSilkankimmm kitabı beğenmene sevindim canım
YanıtlaSilkocaman öpücükler sana
ayrıca serenadı dinlettiğin için çok teşekkürler
YanıtlaSilAyol hem kereviz hem fasulye; gazdan havaya ucacaksiniz :)
YanıtlaSilheheh kıs kereviz gaz yapmaz ki... hem kuru fasulyeyei ağzı açık olarak pişirirsen gazı neyi kalmaz:)) Bi gün pişireyim sana Magissam:)
YanıtlaSilBen kitaptan aldığım notları araştırmadan elime geldi çok mutluyum teşekkürler Lale abla.Okuduğum kitap bana farklı ve fazladan bilgi katınca daha da mutlu oluyorum Serenadı bu nedenlede çok beğendim .Öptüm
YanıtlaSilhmm film güzele benziyor
YanıtlaSilSchubert' in Serenadı beni çocukluğuma, babacığımın yanına götürdü. Bir de Valery şiiri, muhteşem. Ya dönüp gelip, ya da onu alıp götürüp tekrar tekrar okuyacağım. Her okuyuşumda daha çok içine gireceğim. Her seferinde farklı bir zevk alacağım.
YanıtlaSil